Başlıklar
- 1 Büyü Yapmak Günah mı Dini Açıdan Ne Anlama Gelir
- 2 Kur’an’da Büyüye Dair Ayetlerin Yorumu
- 3 Peygamber Efendimizin Büyü Hakkındaki Uyarıları
- 4 Büyü Yapan Kişinin Dini Açıdan Durumu
- 5 Medyumlara Başvurmak Günah mı
- 6 Büyü Yaptıran da Yapan Kadar Günaha Girer mi
- 7 Büyü ve Şirk Arasındaki İnce Çizgi
- 8 Dini Açıdan Muska ve Vefk Yazdırmak Caiz midir
- 9 Ritüel Yapmak İbadet mi Yoksa Günah mı
- 10 Büyüden Korunmak İçin Dini Yöntemler
- 11 Tövbe Ederek Büyüden Kurtulmak Mümkün mü
Büyü Yapmak Günah mı Dini Açıdan Ne Anlama Gelir
İnsanoğlu tarih boyunca bilinmeyene duyduğu merakla, ruhani dünyayla bağlantı kurmanın yollarını aramıştır. Bu arayışın en dikkat çeken örneklerinden biri de büyüdür. Peki, büyü yapmak veya büyü yaptırmak dinen nasıl değerlendirilir? İslam inancı, büyü konusunda oldukça net ve kesin bir tavır ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde büyü, kesin olarak haram ilan edilmiş, büyü yapan kişinin şirk koşmuş olabileceği belirtilmiştir.
Medyum, medyumlar, hatta bazı medyum hocalar bu uygulamaları dini bir çerçevede değerlendirmeye çalışsalar da, temel kaynaklara bakıldığında büyü ve benzeri ritüel uygulamalarının günah olduğu vurgulanır. Özellikle muska, vefk, tılsım gibi uygulamalarda, kişinin Allah’tan başka bir güce bağlanması, tehlikeli bir sapma olarak kabul edilir.

Kur’an’da Büyüye Dair Ayetlerin Yorumu
Kur’an-ı Kerim’in farklı surelerinde büyü konusu açık bir şekilde işlenmiştir. En çok bilinen ayetler arasında Bakara Suresi‘nde geçen şu bölüm dikkat çeker:
“Ve onlar o iki meleğe (Harut ve Marut) verilen bilgiden, kendileriyle karı ile koca arasını açacak şeyleri öğrenirler. Hâlbuki onlar, Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezlerdi…” (Bakara Suresi, 102. Ayet)
Bu ayet, büyü yapanların, insanlar arasında ayrılıklar çıkardığını ve bunun büyük bir fitne olduğunu ortaya koyar. Bu bağlamda büyü, insanları birbirine düşüren, kalplere kin sokan ve hayatları altüst eden bir fitne aracıdır. Dolayısıyla büyü yapmak, Kur’an’da net bir şekilde kınanmış ve haram ilan edilmiştir.

Ayrıca bu ayette vefk, muska, ritüel gibi uygulamaların, doğru bir niyetle yapılsa dahi tehlikeli sonuçlar doğurabileceği ifade edilmektedir. Medyumlar, bu tür ayetleri bazen kendilerince yorumlayarak meşruiyet oluşturmaya çalışsalar da, bu dinen kabul edilmez.
Peygamber Efendimizin Büyü Hakkındaki Uyarıları
Hz. Muhammed (s.a.v.), hadislerinde sık sık büyü ve benzeri uygulamalardan uzak durulmasını tavsiye etmiştir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
“Yedi büyük günahtan sakının.” Sahabiler “Ey Allah’ın Resulü, bunlar nelerdir?” dediklerinde Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak…” (Buhârî, Vesâyâ, 23)
Bu hadis, büyü yapmanın veya yaptırmanın şirk ile eş tutulduğunu ortaya koyar. Şirk, Allah’ın affetmeyeceği tek günahtır. Bu sebeple büyüyle uğraşmak, bir Müslüman için çok tehlikeli bir yoldur. Ne kadar masum görünürse görünsün, aşk için yapılan bir bağlama büyüsü dahi büyük bir günah ve sapma olarak değerlendirilir.
Medyum hoca gibi bazı kişiler, büyüyü “iyi niyetli” diye nitelendirip meşrulaştırmak istese de, dini kaynaklar buna izin vermez. Hangi amaçla yapılırsa yapılsın, büyü Allah’ın rızasına uygun değildir.
Büyü Yapan Kişinin Dini Açıdan Durumu
Büyü yapan kişi, dinî anlamda büyük günahkâr olarak kabul edilir. Eğer bu kişi yaptığı işle Allah’ın kudretini inkâr eder, başka varlıklardan medet umarsa bu durum kişiyi dinden çıkarabilir. Bu yüzden İslam alimleri, büyü yapan ve büyü yaptıran kişilerin tövbe etmeleri ve bu yoldan uzaklaşmaları gerektiğini söylerler.
Medyumlar, her ne kadar kendilerini yardımcı, iyileştirici olarak tanımlasa da, yaptıkları işin büyü kategorisine girmesi durumunda bu faaliyetin dinen günah olduğu değişmez. Özellikle muska yazımı, vefk hazırlama, ritüel yapma gibi işlemlerin İslami referanslarla bağdaştırılması oldukça sakıncalıdır.
Medyumlara Başvurmak Günah mı
Pek çok kişi, yaşadığı sıkıntılara çare ararken medyum hocalara başvurur. Bu kişilerden kimi muska, kimi büyü bozma, kimisi ise ritüel ister. Ancak unutulmamalıdır ki, medyumlar genellikle bu işlemler için büyüsel teknikler kullanırlar.
Hadislerde, medyumlara inanmak, onların söylediklerini tasdik etmek bile günah olarak kabul edilmiştir:
“Kim bir kâhine (veya kahine) gider de söylediğini tasdik ederse, Muhammed’e indirileni inkâr etmiş olur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/429)
Bu açık uyarı, büyü yapan ya da medyumlara danışan kişilerin, inanç açısından büyük bir tehlike altında olduklarını gösterir. Özellikle muska, vefk gibi uygulamalar konusunda, kişinin Allah’a güvenmek yerine başka yolları denemesi, manevi bir kırılmadır.
Büyü Yaptıran da Yapan Kadar Günaha Girer mi
Dini hükümlere göre sadece büyüyü yapan değil, aynı zamanda büyü yaptıran kişi de günaha girer. Çünkü bu kişi hem bir haramı talep etmiş olur, hem de bu haramın işlenmesine vesile olur. Niyet ne kadar iyi olursa olsun, kötü bir aracı kullanarak sonuca ulaşmak doğru değildir. Aşkı geri kazanmak için bağlama büyüsü, düşmandan korunmak için kara büyü, eşe sadakat sağlamak için yapılan ritüeller dahi haramdır.
Medyum hoca gibi kişilere bu tür taleplerle gitmek, kişiyi Allah’ın rahmetinden uzaklaştırabilir. Zira Allah’a sığınmak yerine insanlara ve gaybî varlıklara umut bağlamak, inanç yönünden sapmadır.
Büyü ve Şirk Arasındaki İnce Çizgi
Büyü, sadece bir davranış biçimi değil, aynı zamanda inanç düzeyinde büyük bir sapmadır. Çünkü büyü yapmak ya da yaptırmak, çoğu zaman Allah’tan başkasından medet umma anlamına gelir. Bu da şirk anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de şirk açık bir şekilde bağışlanmaz bir günah olarak tanımlanır:
“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını dilediğine bağışlar.” (Nisa Suresi, 48. Ayet)
Bu ayet, büyü ile uğraşmanın şirk riski taşıdığını, dolayısıyla son derece tehlikeli olduğunu gösterir. Her ne kadar bazı medyum hocalar kendilerini “ruhani hizmet sunan kişiler” olarak tanıtsalar da, bu eylemler bilinçsizce şirk kapısını aralayabilir.
Özellikle bazı ritüel, vefk ve muska uygulamalarında cin, melek ya da bilinmeyen ruhani varlıklardan yardım istenmesi, Allah’tan başkasına yönelmeyi temsil eder. Bu da açıkça dinen haram ve imanı tehlikeye atan bir tutumdur.
Dini Açıdan Muska ve Vefk Yazdırmak Caiz midir
Toplumda oldukça yaygın olan uygulamalardan biri de muska takmak veya vefk yazdırmak şeklindedir. Pek çok insan kendini korumak ya da bir dileğine ulaşmak için bu yola başvurur. Ancak bu uygulamalar büyü sınıfına girmese bile, dini açıdan tehlikeli olabilir.
Bazı İslam alimleri, Kur’an ayetlerinden oluşan muskaların, sadece koruyucu amaçla ve şirk unsuru taşımadan kullanılması halinde caiz olabileceğini ifade etmiştir. Ancak bu uygulamanın kontrolü zordur. Çünkü bugün birçok medyum, muska ya da vefk hazırlarken içine bilinmeyen semboller, harf dizileri veya büyü metinleri yerleştirebilmektedir.
Özellikle medyumlar tarafından hazırlanan bu tür uygulamalar dikkatle incelenmelidir. Kur’an’dan uzak, kaynağı belirsiz yazıların taşınması, batıl inançlara yönelmeye ve farkında olmadan büyüye bulaşmaya yol açabilir. Bu nedenle kişi, sıkıntısını çözmek için dua etmeyi, namaz kılmayı, sadaka vermeyi tercih etmelidir.
Ritüel Yapmak İbadet mi Yoksa Günah mı
Son zamanlarda birçok medyum hoca, yaptığı işlemlere “ritüel” adını vererek, bunları sanki dini bir ibadet gibi sunmaktadır. Ancak bu durum, halk arasında ciddi bir karışıklığa yol açmaktadır. Gerçek anlamda ibadet, sadece Allah rızası için yapılır. Bunun dışındaki hiçbir uygulama, hangi isimle anılırsa anılsın, ibadet değildir.
Bazı ritüel uygulamalarında belli objeler yakılır, daireler çizilir, tütsüler kullanılır ve bilinmeyen sözler tekrarlanır. Bu tür eylemler, İslam dışı uygulamalardır. Her ne kadar “kişiye özel dua” gibi gösterilse de, bunların büyük kısmı büyüsel temellidir ve dinen yasaktır.
Medyumlar, bu tür ritüelleri “iyilik amaçlı” da yapsa, yöntem şayet büyü sınırlarına giriyorsa, bu uygulama haramdır. Kişi, derdine çözüm ararken daha büyük bir manevi felaketin içine düşebilir.
Büyüden Korunmak İçin Dini Yöntemler
İslam, insanın hem fiziksel hem de manevi olarak korunması için çeşitli yollar sunmuştur. Büyüye karşı korunmak da bu kapsamda değerlendirilir. Büyüye karşı alınabilecek dini tedbirler şunlardır:
Felak ve Nas Surelerini her gün okumak
Sabah ve akşam Ayetel Kürsi okumak
Yatmadan önce İhlas, Felak ve Nas surelerini üçer defa okumak
Abdestli gezmek
Evde Kur’an okunması
Sadaka vermek
Allah’a sürekli dua etmek
Bu yöntemler, hem ruhu hem de bedeni koruyan güçlü manevi kalkanlardır. Özellikle medyumlara gitmek yerine, bu tür uygulamalara yönelmek kişiyi hem günahlardan uzak tutar hem de Allah’a daha da yaklaştırır.
Tövbe Ederek Büyüden Kurtulmak Mümkün mü
Büyüye bulaşmış bir kişi için en doğru yol, samimi bir şekilde tövbe etmek ve bir daha bu tür uygulamalardan uzak durmaktır. Çünkü Allah’ın rahmeti geniştir. Kişi, yaptığı hatayı fark eder, pişmanlık duyar ve bir daha tekrarlamayacağına dair kararlı olursa Allah onu affeder.
Büyü yaptıran, büyü yapan, ya da medyumlara danışan biri bu pişmanlıkla Allah’a yönelirse, af kapısı her zaman açıktır. Ancak bu tövbenin samimi olması gerekir. Ayrıca kişi sadece tövbe etmekle kalmamalı, bu işlerden uzak durmalı ve etrafını da bu tür faaliyetlerden sakındırmalıdır.
Ritüel, muska, vefk gibi uygulamalardan sonra da aynı şekilde tövbe mümkündür. Bu nesneler imha edilmeli, dua edilerek Allah’tan af dilenmelidir. Böylece hem ruhsal hem de inançsal denge sağlanabilir.
Münih’te yaşayan bir dostum aracılığıyla medyum haluk hoca ile tanıştım. Eski sevgilimle bağlarımız kopmuştu ama geri getirme duası sayesinde tekrar bir araya geldik. Hoca sürecin tüm detaylarını anlattı, beni her adımda bilgilendirdi. Sonuç mükemmel oldu. Önemle medyum haluk hocaya yaptırmanızı tavsiye ederim.